Header Ads

Header ADS

TDKP - Partinin yeni koşullarda yeniden inşası üzerine - Ekim 1998

Güncel olmakla birlikte, parti olarak örgütlenmenin bütün sorunlarını kapsadığı ve ilgilendirdiği için genel diyeceğimiz bir soruna işaret ederek başlayalım. Işçi hareketiyle sosyalizmin birliği, her ülkede kendine özgü özel bir yoldan meydana gelir. Öte yandan sosyalist hareket ile işçi hareketinin bu birliği, işçi kitlelerinin bizzat eylemleri ile, kuşaktan kuşağa, dönemden döneme yenilenecek, devrime ve sınıflar yok olana kadar sürüp gidecek kesintili, inişli çıkışlı, patlamalı (*) bir süreci kapsar. İşçi hareketinin sosyalizmle birleşmesi, ''bir kez'' değildir; bazı ta rihsel koşullarda işçilerin çok küçük bir azınlığını (her zaman amaç bütün sınıf olur ve amaç hep kitleselliği bulmak olur), bazen de ana kitlesini kucaklayarak gerçekleşir.

Burada irdeleyeceğimiz sorun kuşkusuz bu değil; ancak şunu belirtmemiz gerekiyor ki, işçi hareketi ile sosyalizmin birleşmesi süreci, bugün önceki dönemlere göre kitlesel ve aynı zamanda hareketin en iyi öğelerini kucaklayan bir süreç (**) olarak gelişmektedir. Bugünkü olgular, işçi hareketi ile sosyalist hareketin bugünkü birleşme sürecinin; yani işçilerin politik örgütlenmesinin kitleselleşmesi ve partimizin bu temelde yenilenmesi ve yeniden inşa edilmesi döneminin; aynı zamanda, sınıf dışı ''devrimciliğin'' sosyalist hareket ve işçi hareketinde yarattığı tahribatın tasfiye edileceği bir süreç ve dönem olacağını pek çok belirtiyle gösteriyor. İşçiler arasından ve sosyalizmin anlayış ve pratiğinden, üst tabakacı etkiyi tasfiye etmeyi başarma, sosyalizmle işçi hareketinin bugünkü birleşme sürecinin harekete sunacağı en önemli kazanımlardan biri olacaktır.

İşçi sınıfının parti olarak örgütlenmesi, sınıf mücadelesinin bütün dünyada geçerli genel yasalarına bağlı olmakla birlikte, her ülkede kendine özg. özellikleri olan farklı bir yoldan gerçekleşir. Öte yandan, yukarıda da değindiğimiz gibi, sosyalizmle işç i hareketinin birleşmesi bir defa olan bir şey değildir; kendini, hareketin her değişik döneminde, öz. değişmemekle birlikte ve giderek daha ileriden olmak üzere (bazen farklı bir örgüt biçimine de gerek duymadan) değişik örgüt ve parti biçimleri içinde gö sterir. Yani işçi sınıfının örgüt., bir kez kurulduktan sonra artık, yeniden kurulma ve inşaya ihtiyaç duymadan aynı biçim içinde gitmez. Hareketin her büyük dönemeci; gelişme ve gerileme koşulları ve tarihten gelen özellikleri vs., örgütün yeniden kuruluşu ve inşasını hep gerekli kılar. İşçi sınıfının parti mücadelesinde değişmeyen ve kesintisiz olan şey, örgüt biçimi, tipi ve görüntüler değil; öz, işlev, yeniden inşa ve kuruluş sürecinin diyalektiğidir.

Bu, işçi hareketinin tarihi ve bütün ülkelerin pratiği ile yüzelli yıldır hep yeniden kanıtlanmıştır. Marksist Leninist sınıf mücadelesi ve parti öğretisi, işçi hareketi ve p a rti olma mücadelesinin tarih ve diyalektiğinin bu özelliklerini hep vurgulamıştır. Ama ne var ki, Türkiye'deki ''sosyalist'' geleneği karakterize eden şeylerden biri, gene de bunun anlaşılmamasıdır.

Türkiye'deki sınıf dışı ''sosyalist'' geleneğin, işçi hareketiyle hiçbir zaman birleşememiş (sınıf içindeki sosyalizm birikiminin tarihsel olarak zayıf ve çarpık kalmasının da) olmasının; esinini oradan alan sağlı sollu grupların bugün düşmüş bulundukları utanç verici dur umun nedenlerinden biri, hiç kuşku yok ki bu gelenek, akım ve grupların, işçi hareketinin değişik dönemlerinde parti olarak örgütlenmenin koşul ve biçimlerini, sorun, gerek ve ihtiyaçlarını anlama yeteneği gösterememelerinde yatmaktadır. Söz konusu bu grup ların bugün içinde bulundukları durum bir rastlantı değildir.

Son on onbeş yılın olguları, işçi sınıfının parti olarak örgütlenmesi ile ilgili olarak Türkiye'de on yıllarca egemen olmuş olan sağ ve sol ''sosyalist'' anlayışın; burjuva ''sosyalizmi'' nin legalist (parlamentarist) geleneği ile anarşizan ''sosyalizmi'' nin kör küçükburjuva illegalitesinin yüz kızartıcı bir şekilde çöktüğü ve iflas ettiğini göstermektedir. Burjuva ''sosyalizmi'' nin bu iki kanadının herbirinin örgütsel (tabii ki öncelikle siyasal) çizgisi, hareketin tek bir yönünün (üstelik o tek yönününü de bozarak) tek yanlı bir şekilde teorileştirilip ''çizgi'' haline getirilmesine dayanıyordu. Partimiz ise, ideolojik, siyasal ve örgütsel çizgi bakımından, küçük burjuva ''sosyalizmi''nden nasıl ayrılmışsa; çalışma ve örgüt tarzı bakımından da bu sınıf dışı gelenekten kopmuş, Marksizm Leninizm'e sarılarak, sınıf hareketini bütün yönlerden anlama ve sınıfla birleşme yolunu tutmuştu. Siyasal akımlar arasındaki mücadele, 80'ler öncesinin gruplaşmaları ve mücadeleleriyle kalmadı; işçi sınıfının ana kitlesinin tarihinde ilk defa böyle sine kitlesel hareketlenmesine de tanıklık eden son on yıl boyunca şiddetlenerek sürdü ve bugüne geldi.

Sonucu ise dost düşman herkes görüyor: sağı ve solu ile sınıf dışı bütün akımların hareketin dışına düştüğün.; buna karşılık partimizin, işçi hareketinin merkezini tutmasını gündeme getiren adımlar attığını kimse yadsıyamaz. Bir yanda, işçi hareketinin örgütleyici temsilcileriyle partimiz; öte yanda, yenilgi ve iflasları ile sağlı sollu bütün öteki gruplar.. Işçi sınıfı hareketi karşısındaki bugünkü bu ideolojik kümelenme, açık ki büyük ölçüde son onbeş yılın mücadelelerinin bir ürün. olarak meydana gelmiştir.

Bütün akımlar, önce 12 Eylülcü ardından Gorbaçovcu saldırı ve yenilgilerin girdabına bir şekilde kapıldı. Bu saldırı koşullarında oluşmuş olan tasfi yeci dalga, aralarında halka en yakın olanlarını dahi alabora etti; bu sav rulma, bunların sosyalizmden daha da uza klaşmalarına yol açmakla kalmadı; her birinin, işçi sınıfı ve halka karşı (birbirinden nispeten farklı olmakla birlikte) bir hatta demir atmasını da getirdi. Türkiye'deki sol akımlar içinde, bu tasfiyecidalganın girdabında kişiliksizleşme ve şekilsizleşmek ten ve kör terör batağında boğulmaktan korunmayı başaran sadece partimiz oldu. Partimiz sadece, tasfiyeciliği püskürtmekle kalmadı; Marksizm Leninizm'in, tasfi yeciliğe ve burjuva ''sosyalizmi'' nin ablukasına karşı saldırı kürsüsü de oldu. Bu tutumu, sınıfa güveni ve işçilerle birleşmek için verdiği mücadele, onu öteki bütün akımlardan ayırdığı gibi, hareket içinde tuttuğu bugünk. yerin kazanılmasının dinamiği ve vesilesi de oldu.

Fakat, partimizin bu pozisyona gelişi, burada anlatıldığı gibi öyle kolayca olmamıştır. Kendi çalışmamızın zayıflıkları bir yana; partimiz, tasfi yeci oportünizmin ve onu yolundan döndürme amacındaki burjuva ''sosyalist'' karargahların saldırılarını her adımda göğüsleyerek ilerledi. Adice iftiralarla dolu dergiler basıldı, kitaplar yazıldı ve provakatif kışkırtma kimi grupların adeta tek işi oldu. Partimiz ise, bu adi iftira ve provakatif girişiml eri muhatap almadı; o işçi hareketinin hergünkü ihtiyaçlarına bağlandı ve çalışmasını oradan elde ettiği verilerle yürüttü.. Bu arada kuşkusuz, bu saldırılardan etkilenen örgüt çevreleride çıktı; hatta başlangıçta aynı yolda yürümesine karşın, hareket iler ledikçe, açık mücadeleden öğrenme yeteneği gösterem eyerek maneviyat bozukluğu ve acizlik içine düşenlerin, giderek tasfi yeci grupların ağzıyla konuşan ve saldırıya geçenlerin olduğu biliniyor. Fakat, hiçbir şey parti ve örgütümüz. yolundan döndüremezdi; ve örgütümüz bu tür öğelerden ya bunların dökülmesi yada ayıklama yoluyla arındı. Partimiz ve örgütleri, tuttuğu mevzi, yaşadığı deneyim ve elde ettiği tecrübe ile, yeniden inşanın bütün dayanaklarını elde etmiş bulunmaktadır.

Yukarıda, önümüzdeki dönemin, sosyalizmle işçi hareketinin yeni, kitlesel bir birleşmesi ve aynı zamanda, sınıf dışı, piyasacı ''sosyalizm''in çalışma ve örgüt tarzı alanındaki etkisinin işçiler arasından ve örgütlerimizin çalışmasından tasfiyesi dönemi olacağı nı altını çizerek belirtmiştik. Bu kuşkusuz kendiliğinden olmaz, bunun zorunlulukları da olacaktır. Bu zorunlulukların içerikleri ve dayattığı görevler hakkında başka yazılarda geniş ölçüde durulmuştur. Dolayısıyla, burada bu zorunluluklardan sadece birine dikkat çekmekle yetinelim. Partimizin elbette öncesi de dahil olmak üzere, şu son birkaç yılını iyi inceleme ve doğru anlama zorunluluğu.. Bu, gerekli ve aynı zamanda zorunludur; çünk.örgütlerimiz, paylaşıldığı zaman, çizgimizle çalışmamız arasındaki tahrip edici ayrılıkları ortadan kaldırıcak önemli deneyimler yaşamışlardır. Çizgimiz sınanmış ve güvenle sarılmamız için bütün nedenler pratik olarak görülür olmuştur; ayrıca, onu geliştirecek, ileri götürecek temel noktalar daha belirginleşmiş bulunmaktadır. Bu dönemi iyi anlamak, önümüzdeki dönemin görevlerini yetenekle yerine getirmek için zorunlu olduğu gibi, örgütsel çizgimizi geliştirmek için de gereklidir.

Deneylerden ders alan, olumlu deneyleri paylaşan ve örgüte yayan (olumsuz deneyeleri de eleştiren, mahkum eden ve sonuçlarını paylaşan) bir tutumu benimsemeden; önümüzdeki dönemin, sosyalizmle işçi hareketinin birleşmesi ve sınıf dışı ve piyasacı ''sosyalizm''in işçiler ve örgütlerimiz üzerindeki etkisinin tasfiyesi dönemi olmasını başarmak olanaksızdır. Buna karşın sorunun şu yanı da ihmal edilemez: den ey her zaman tek yanlıdır ve sadece deneye dayanılarak edinilen ders eksiktir. Dolayısıyla da, parti çizgisine, kollektif tecrübeye ve tarihsel deneyimin özeti olan Marksizm Leninizm'in hazinesine dayanmak, çalışma ve eylemimizin deneyimini anlamak, eksikliğini tamamlamak, tecrübe haline getirmek için tek olanaktır. Sorunların çözümüne böyle yaklaşılmadığı ve öteki gerekleri yerine getirilemediği takdirde; önümüzdeki dönemin, üst tabaka devrimciliği geleneğinin ve piyasa ''sosyalizmi''nin etkisinin işçiler arasından ve çalışmadan tasfiyesi; işçi hareketiyle sosyalizmin birleşmesi ve partimizin işçi örgütleri toplamı olarak yeniden inşası dönemi olması asla başarılamaz.

Yeni dönem ve görevler

Önümüzdeki dönem, kuşkusuz bir süre önceye kadar olandan farklı mücadelelere tanık olacak bir dönemdir. Gelişen açık mücadele ve bu mücadele içinde örgütümüzün tutuğu yer, onu örgütleme iddiasındaki bizlere, işçi hareketinin sorun ve dinamiklerinin bütün kapsamıyla görülmesi ve bütün yönlerden anlaşılmasının olanaklarını sunmaktadır. Birkaç yıldan bu yana da görüldüğ. gibi, bu hem işçi hareketi, hem de partimiz açısından büyük bir kazanımdır. Pa rtimizin, hareket içinde tuttuğu mevzinin sunduğu dinamikler ve örg ütlerimizin bugüne kadar elde ettiği birikim; hareketi bütün kapsamıyla anlama ve müdahale olanaklarının hiç olmamış ölçüde gelişkin olduğu bugünk. koşullarda bunlar, işçi hareketinin devrimci bir şekilde gelişmesi ve partimizin bu hareketin temsilcisi (hareketin bütün. olan) bir parti olarak olarak yeniden inşasının dinamikleri durumundadır.

İşçi hareketinin, dinamiklerini kullanarak gelişmesi; sosyalizmin işçi hareketi içindeki ileri işçi kitlesini olabilir oranda kucaklayarak büyümesi ve hareketin ve ileri işçi kitlesinin burjuva ''sosyalist'' gruplar tarafından bölünmesinden kaçınılabilmesi açık ki partimizin görevi ve sorumluluğudur. Yani partimizin, işçi hareketindeki açık burjuva etkiyle; ekonomizm ve sendikalizm gelenekleriyle ve şu anda dışında olsalar bile hareketi istismar etme ve bölme mücadelesindeki ''sosyalist'' piyasayı püskürtme yet eneğini yenilemesi, çalışmasını daha verimli, enerjik bir çizgiye çekmesi gerekiyor. Bu gerekliliğin, örgüün yaşamı ve çalışmasını, üst sınıf devrimciliği geleneği ve piyasa ''sosyalizmi'' nin etkisinden pratik olarak arındırma ve proleter ve devrimci unsura dayanarak yeniden inşanın bir gerekliliği olduğu ise açıktır.

Pa rtimiz, Marksizm Leninizm öğretilerini, öteki bütün akımların aksine öl., donmuş bir laf yığını olarak değil; canlı, gelişen bir eylem kılavuzu olarak ele almıştır. Onun Marksizm Leninizm'i böyle ele alması ve tarihsel tecrübeyi, hayatın canlı diyalektiğine dayanarak özümsemesi, Türkiye'deki işçi hareketinin özgün gelişmesinin özellikleri, sorunları ve dinamiklerini görme, anlama yeteneği göstermesi ve parti ve örgt sorunundaki tek yanlı şablonları kırmada duraksamamasının temeli ve dayanağı olmuştur. Partimizin tutumu, kuşkusuz bugün de aynıdır; sınıfın parti olarak örgütlenmesinin bugünk. biçimi de mutlak ve değişmez değildir; koşullar ileriye doğru köklü şekilde değiştiğinde, örgütün bugünkü özellikleri, görünüm., biçimi vs. ileriye doğru değişebileceği gibi; hareketi ezecek ve ç ok geriye atacak muhtemel yenilgi koşullarının bugünkünden daha dar ve farklı örgüt ve çalışma biçimlerini gündeme getirebileceği asla atlanıp geçilemez.

Sözü fazla uzatmamak için, ''sözün kısası'' olarak söyleyelim: açık olan şudur ki, işçilerin parti olarak örgütlenmesinde; dönemler kökl. bir şekilde değiştiği halde değişmeyen tek şey, sınıfın amacı ve amaca ulaşmak için kurduğu örgütün (amacının içeriğinden ileri gelen) yasadışı temelidir. Sekiller ve görüntüler ve farklı özellikte gibi görünen ''biçim'' ler çoğu zaman birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar ve biri diğerinin yerini alabileceği gibi, her zaman bir arada var olma durumundadırlar. örgütlerimiz ve partililerimizin, çalışma ve örgüt sorununda ilk anlayacağı şeylerden biri budur. Öte yandan, gözden kaçmaması gereken bir şey daha vardır; ki eğer bu gözden kaçarsa, ne kadar çalışılırsa çalışılsın, harekete en küçük bir katkı bile olanaksızdır.

Bu gözden kaçmaması gereken şeyin ne olduğu bir sır değildir. Hareketin sunduğu bugünkü çalışma ve örgütlenme biçimlerinin; açık mücadele ve örgütlenme biçimlerinin olanaklarını, işçiler son sınırına kadar değerlendirmek zorundadırlar. Bugün geçerli, gerekli ve daha ilerisi her zaman istenir olan mücadele ve örgüt biçimleri, süpürülmüş ve iflas etmiş ''sol'' marjinal piyasa tarafından gözden düşürülmeye çalışılmaktadır. Oysa bilinmelidir ki, bugün gerekli olan çalışmayı, verimlilikle ve yetenekle yapmadan, gelecek için yapılabilecek olan devrimci hiçbir şey yoktur. içinden geçilen dönemin, çalışma ve örgütlenmenin açık ve illegal biçimleriyle ilgili anlayış ve pratiğin ve bütün deneyimin, kuşkusuz çalışma ve örgütl enmemizin gelişen proleter unsuruna da dayanarak arındırıldığı ve çok yönl. bir şekilde yenilendiği bir dönem de olacağı bilinmek zorundadır.

Öte yandan, verili çalışma, örgütlenme anlayışı, pratiği ve deneyiminin arınması ve yenilenmesi, dar anlamda bir arınma ve yenilenme olarak görülemez. Çalışma ve örgütlenmede, insan unsuru tayin edicidir ve arınma ve yenilenmenin merkezini, anl ayışı, yaşamı, eylemi ve ilişkile riyle insanın; yani verili ''militan tipi'' ve kadroların arınması ve yenilenmesi oluşturu r. içinde yer aldığı örgütün ve yaptığı çalışmanın arınması ve yenilenmesi olmadan, insanın arınması, değişimi ve yenilenmesinden kuşkusuz söz edilemez. Buna karşılık anlayışı, pratiği ve deneyimi ile örgüt. ve çalışm ayı arındırıp, yenileyecek ve yeniden inşa edecek olan insandır ve çalışma ve örgüt olma anlayış ve pratiği ve örgüt. yeniden inşa etmenin merkezini ister istemez insane tipi ve kadroların değişimi gör evi oluşturmak zorundadır.

Herkes bilmelidir ki, bunlar anlaşılmadığı, gereği yapılmadığı takdirde; önümüzdeki dönemin, işçi hareketi ile sosyalizmin yeni bir birleşmesi ve partimizin işçi örgütleri toplamı olarak yeniden inşası dönemi olması asla başarılamaz. Herkesin, anlayışı, yaşamı ve ilişkileriyle kendini ve çalışmasını yeniden önüne alması, irdelemesi ve kendini daha ileri götürecek sonuçlar çıkarması; bunu yaparken, özellikle son birkaç yılın deneylerine ve parti çizgisine dayanması ve kendini, çalışması ve eylemini yenilemeye girişmesi. Bugün, partili ve parti taraftarı olan herkes için zorunlu olan budur. O durumda, partili kişinin özellik ve görevleri ile ilgili olarak aşağıda ort aya konulanlar, partili ve ona katılmak isteyen\par herkes için önem taşıyacaktır.

* Pa rtimizin örgütleri ve partili kişilerin en önemli görevlerinden biri, çalıştığı, mensubu olduğu ve görev aldığı örgüt ve kurumlarda; buraların disiplin ve otoritesine uymak, gönüllülükle ve ciddiyetle geliştirmektir. Sorumluluk ve disiplin, bu örgüt ve kurumların karar ve çağrılarına saygı olduğu gibi, kitlelerin uyanışı ve örgütlenmesi için, hergün yapılması gereken işlerin istikrarla yapılmasına dayanan bir soru mluluk ve disiplindir. Sorumlulukla görev alma, görevini ciddiyetle yerine getirme; işlerini daha iyi ve daha disiplinli yapmalarında herkese özveriyle yardım etme ve özverisi, ağırbaşlılığı, güvenilirliği ve iş disiplini ile örnek olma en öndeki özelliktir.

* Partili için, (çoğunlukla eskiden olduğu gibi) özveri, sadakat, disiplinle çalışma ve mücadele, hayati derecede önemli olmasına karşın tek başına yetmemektedir. İşçi örgütlerinin ve çalışılan işyeri ve kurumların olabilir kitlesel gelişmesinde yetenek göstermek, tayin edici öncü ve örgütleyici rolü üstlenmek ve oynamak da gerekmektedir. Devrimci girişkenlik ve öncü, örgütleyici (bu, yardım anlamında öncülüktür. Gelenekteki ''öncülük'' burjuvanın üst tabakacı çiğliği ile malül olduğu gibi, anlayışta ve pratikte de iflas etmişt ir) yetenek.. Çalıştığı alanı ve görevi ciddiyet ve içtenlikle benimsemesi; işini ağırbaşlı bir özveriyle ve disiplinle yapmasıyla birlikte, devrimci girişkenlik ve örgütç. yetenek sahibi olması, kişinin partili olmasının temel kriteridir. Örgütümüzün, sınıfa fiilen ve sonsuz derecede bağlı; sorumlu, disiplinli, ağır başlı olduğu gibi, cesaret sahibi; geniş kitlelere bağlı örgütç. işçilerin örgüt. olarak yenilenmesinin güvencesi buradadır. Pa rtimizin, örgütün. bu nitelikte devrimci işçilerin oluşturduğu ör gütlerden oluşan bir örgüt olarak yeniden kurmasının olanakları büyük ölçüde genişlemiştir, bu olanaklar mutlaka ve yetenekle değerlendirilmelidir.

* İşçi örgüt ve kurumları, sınıfın öz örgütleridir. Buralara, herhangi hafifletici , küçümseyici bir şekilde yaklaşılamaz. Buralarda çalışanlar kuşkusuz, bütün enerji ve yetenekleriyle çalışmalı; bu örgüt ve kurumları gözbebekleri gibi ko rumalı, onları büyü tmeli, geliştirmeli ve güçlendirmelidirler. Fakat bu, harekete ve ihtiyaçlarına yüzeyden ve yüzeysel bakmak anlamına gelmez. Hem işçilerin sendikal ve politik mücadele ve örgütlenmeleri karşısındaki güncel ve acil görevleri daha büyük bir yetenekle yerine getirmek; hem de, her yönden gelişmesine yardım için hareketin sorunlarına her zaman derinlemesine ve bütün yönlerden bakmayı bilmek gerekmektedir. Bu kuşkusuz, sınıf karşısındaki görevleri bütün yönleriyle üstlenmek demektir: ilkin, her partili kişi ve o rganın, gerek çalışmasının ve gerekse sorumlu olduğu alandaki işçi ve emekçiler arasında olup bitenlerin bilgisini parti merkez organıyla paylaşması gerekir.

İkincisi, hangi alanda olursa olsun her partili kişi ve organın, çalışmasını, hareketin bugününün olduğu gibi, bir adım sonrası ve geleceğinin ihtiyaçlarını, başka alanlardaki ihtiyaçları ve gerektiğinde bütün bu ihtiyaçları karşılama durumunda olacağını dikkate alarak sürd ürmesi gerekmektedir. Üçüncüsü, partili kişi veya organlar, çalıştıkları alanla rda, işçilerin (sendikal, politik) kitlesel örgütlenmesiyle yetinemezler; onlar aynı zamanda, kendileriyle aynı küme içinde yer alan; kararlılık ve yetenekle çalışan öncü ögelerin eğitim görmesi, kazanılması ve kendileriyle birlikte bir parti çekirdeği içi nde örgütlenmesi görevlerini deüstlenmek zorundadırlar. Parti, pek çok ve değişik özellikte örgütten oluşan bir bütündür; kitleler arasında çalışan parti üyeleri ve part i ye katılmak isteyen kişilerin böyle çalışması zorunludur.

Parti üye ve organları, eğer partiye ve harekete hizmet edeceklerse; burada üç maddede ort aya konulan çizgiyi iyi irdelemek ve kendi görevlerini özenle belirlemek zorundadırlar. Bu, bugün olduğundan daha derinden anlaşıldığında, çalışmanın daha iyi ve daha verimli hale geleceği kesindir. Bunların, hareket kitlesel bakımdan gelişirken; örgütümüzün işçi örgütleri toplamı olarak yeniden kuruluşu bakımından önemi yadsınamaz. Sürecin, işçi hareke ti ile sosyalizmin kitlesel birleşmesi süreci olarak gelişmesi zorunluluklarının burad a konulanlarda yattığı görülemez değildir.

Görevler ve parti yaşamına katılma

Dönemin özellikleri, partimizin hedefleri ve önümüzdeki görevin içeriğinin değişik yönleri üzerinde nispeten de olsa durmuş bulunuyoruz. Şunu ayrıca ve yeniden belirtmeliyiz: işçiler, kitlesel politik bir örgütlenmeye ve politik bir hareket yaratmaya girişmiş bulunuyorlar. Onların bu girişimlerinin ilerlemekte olduğunu herk es görüyor. Fakat, başladıkları işi daha bir kararlılık, kesinlik ve girişkenlikle sürdürmeleri olanaklıdır. Buna karşın, onlar işlerini henüz olması gerektiği kadar girişkenlikle ve gereken ustalıkla yürütememekte; kendi örgütleyici, yönetici çekirdekleri ni her yerde, gerektiğince yetenekle örgütleyememektedirler. İşçilerin bu açıdan desteğe, yardıma ihtiyaç duydukları açık bir gerçektir.

İşçilerin, işlerini daha bir girişkenlikle , daha bir kararlılıkla yapmaları ve işlerinin başına geçmede daha bir cesaretle hareket etmeleri.. Partili kişilerin, partili organ ve örgütlerin görevlerini şekillendiren olgu budur. Giriştikleri mücadelede ve kurmaya çalıştıkları örgüt işinde daha bir kararlı ve daha bir girişken olmaları, kendi öncü çekirdeklerini örgütlemede daha bir cesur hareket etmeleri ve bütün bu işlerinde başarıya ulaşmaları için işçilere yardım etme görevinden başka bir görevimiz yoktur . Bugün en öndeki, en hayati görevimiz budur; bu görevle çelişen, onun önüne geçen, ona hizmet etmeyen hiçbir görev yoktur. Açıkça anlaşılmalı ki, işini planlar ve yürütürken ve çalışmasının sonuçlarını ölçerken, herkesin temel ve ölçü yapması gereken görev budur. Şu anda yürüyen çalışmay a, bu anlayışla yaklaşılmadığı ve katılınmadığı takdirde, anlamlı bir çalışma olanaksızdır.

Öte yandan, örgütlerimizin çalışmasının önemli değişiklikler yaşadığı; partili kişi ve organların parti hayatına katılış biçimlerinin önemli değişikliklere uğradığı, yeni biçimlerin ort aya çıktığı ve daha da çıkacağı bilinemez ve anlaşılamaz değildir. Dönemin ele alınışı ve çalışmanın daha ileriden yenilenmesi görevleri karşısında anl ayışsızlık ve yeteneksizlik gösterenlerin, bu tür sorunlar karşısında da şaşırdıkları bilinmektedir. Epeyce bir zamandan bu yana bunlar bitmiştir ve herkes işine bakmaktadır. Deney ve tecrübelerden yararl anmak ve işine daha bir kararlılık, daha bir girişkenlik, daha bir cesaretle bakmak zorunda olduğunu herkes anlamalıdır.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.